Marifetsiz İlim
Balığın çok güzel yüzdüğü ve bu noktada onunla hiçbir insanın yarış edemediği malûmdur. Fakat bu meziyeti, balığı, hayvanlıktan kurtarmaya kâfi gelmemektedir.
Kimya mühendisi kimya denizinde, doktor ise tıp deryasında yüzmektedir. Eğer onlar, kendi sahalarından, imânlarını ziyadeleştirecek ve tefekkür hazinelerini zenginleştirecek mücevheratları alamıyorlarsa, o ilme vâkıf olmaları onların insaniyetlerine ve kemâlâtlarına hiçbir şey ilave etmez.
Aynı şekilde, inançsız bir ziraat mühendisi de padişahın bahçesinde onu tanımadan çalışan bir bahçıvana benzer.
Diğer inançsız fen adamlarını bu misâllere kıyas edebilirsiniz.
Diğer taraftan, bir insandan imân gittiği takdirde, onun ilmi tırnak mesabesinde, fikri ise canavar dişi gibi olur. Yani, imânsız bir kimsenin, fennî bir sahada ilerledikçe elde ettiği bilgileri ve imkânları, imansızlık hesabına geçeceğinden, bu kimse ilmen ne kadar ilerlese cemiyete de o derece zararlı olmaktadır.