Nükteler

Ölçü

Gül ağacının gülleri dostlar için, dikenleri ise düşmanlar içindir. Gül, bu mânada gül ağacının lûtfu, diken ise gazabı gibidir. Veya gül o ağacın cemâli, diken ise celâli mesabesindedir.

İşte bizler de Cenâb-ı Hakk’ın bize taktığı cihâzat ve hissiyatımızı o gül ağacı gibi istimal edeceğiz. Bizdeki adâvet, kin, gurur, hırs, gazap gibi his ve kuvvelerimizi yerinde istimal ettiğimiz takdirde, yani onları düşmanlara karşı kullanmamız hâlinde, o dikenler de gül kadar güzel ve faydalı olurlar. Aksi hâlde, yani bu silahları kendi kardeşlerimize karşı kullandığımızda büyük zararlara yol açacağımız gibi; bizdeki muhabbet, lûtuf, tevazu gibi çiçekleri de dostlar yerine düşmanlara takdim ettiğimizde, o çiçekleri dikenlere çevirmiş oluruz.

İşte bütün meselemiz, güller ve dikenler arasındaki muvazeneyi muhafaza edebilmek ve her birini kendi yerinde kullanabilmektir.

Her hususta olduğu gibi bu noktada da rehberimiz Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’dir. O Zat (S.A.V.) cemâliyle Sıddîklar, Ömerler, Osmanlar, Haydarlar yetiştirdiği gibi, celâliyle de onları münkirlerin şerrinden muhafaza etmiştir.

Mevzuyla alâkasına binaen, bir hususa da ayrıca işaret edelim:

Her insan, sadece kendi aklının kabul ettiği veya kendi vicdanının tatmin olduğu şeyi ölçü olarak kabul ettiği takdirde, nizam bozulur ve heryerde ve her şeyde karışıklık başlar. Meselâ, bütün saatlerin bir merkeze göre ayarlandığı ve o merkeze nazaran ileri giden veya geri kalan, yani ifrat ve tefrite düşen saatin yanlış yolda olduğundan bahsedildiği malûmunuzdur. Eğer herkes kendi saatini kendi aklınca ayarlarsa, bir aile içinde dahi karışıklık çıkacak ve nizam bozulacaktır.

Diğer taraftan, yine bilindiği gibi uzunluk ölçüsü olarak “metre” kabul edilmiştir. Bu ölçü herkesçe kabul edildiği için bir mağazacıdan iki metre kumaş istediğinizde size metrenin ne olduğunu sormaz ve istediğiniz kumaşı derhal keser. Herkesin kafasında ayrı bir metre olsa, o takdirde elinize aldığınız uzunca bir sırığı mağazacıya uzatıp, “Bana bununla iki metre kumaş ver.”, dediğinizde, kumaş almak yerine mağazacıdan sopa yiyeceğiniz gibi, aksi hâlde, yani istediğiniz kumaşı mağazacının küçük bir çubukla veya kibrit çöpüyle ölçmeye kalkması hâlinde de bu defa itirazda bulunan siz olacaksınız.

İşte Cenâb-ı Hak, Peygamber-i Zîşân’ı (S.A.V) bütün insanlara her cihetle bir rehber ve imam olarak göndermiştir. Her hâlimizden her sözümüze ve her işimize kadar bütün hususlarda kendimizi o Zât’a (S.A.V.) göre ölçecek ve o ölçüye uyduğumuz derecede kıymet kazanacağız.

Kendimizi bu tarzda ölçmek yerine, başkalarının kusurlarını arayıp onlarla teselli bulmamız veya kendimizi kendi ölçülerimiz ile büyük görmemiz, bize o pazarda bir kıymet kazandırmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu