Peygamber Efendimiz (SAV)

Yaratılan İlk Mahluk

Cenab-ı Hak bir Hadis-i Kudside

“Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim.”

buyurmaktadır.

Evet, “Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.” Bütün güzelliklerin ve kemâlatın menbaı Cenab-ı Hakk’tır. “Güzele ayna lazım” sözü darb-ı mesel olmuştur. İşte, Cenab-ı Hak da kendi cemal ve kemalini müşahade etmek için, en cami ve en mükemmel ayna olarak ilk defa Hz. Muhammed’in (s.a.v) nurunu yarattı. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:

“Allah’ın ilk yarattığı mahluk benim nurumdur.”

O’nun nurundan da kalem, cennet, arş, kürsi, levh-i mahfuz, cinler, melekler ve hasılı bütün mahlukat yaratıldı. Cenab-ı Hakkı’ın kâinatı ve içindeki bütün mahlukatı yaratması onlara ihtiyacından dolayı değil, şefkat ve muhabbetindendir. Allah (c.c) zatını, sıfatlarını ve isimlerin sevdiği gibi, bu isim ve sıfatlara ayna olan her mahlukunu da sever. Bunların içerisinde en çok sevdiği mahluku insandır. İnsanlar içerisinde de en ziyade sevdiği zât Hz. Peygamber ve diğer bütün peygamberlerdir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Daha Âdem henüz toprakta iken, ben Hatem’ül Enbiya idim.”

Habib-i Zîşan Efendimiz (s.a.v) bütün âlemlerin ve feleklerin yaratılmasına vesiledir.

“Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.” 1 ayeti ile

“Ey Habibim! Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.”

hadis-i kudsisi bu hakikatı beyan etmektedir.

Bediüzzaman Hazretleri şöyle buyurur:

“Şu kâinatın Sânii, şu kâinatı, bir saray suretinde yapmış ve tezyin etmiştir. O makasıdın medarı, Zât-ı Ahmediye (s.a.v) olduğu için, kâinattan evvel Sâni’-i Kâinat’ın nazar-ı inayetinde olması ve en evvel tecellisine mazhar olmak lâzım geliyor. Çünkü bir şeyin neticesi, semeresi; evvel düşünülür. Demek vücuden en âhir, manen de en evveldir.”

Cenab-ı Hak, en çok Habib-i Ekrem’ini (s.a.v) sevmiş, O’nu nihayetsiz feyiz ve mertebelere mazhar etmiştir. Bir şairin dediği gibi;

“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl,
Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl.”

Bu bakımdan Allah’ı en çok anlayan-anlatan, seven-sevdiren, korkan-korkutan ve taktir edip tazim, tekbir, tesbih ve zikreden zât, Hazret-i Muhammed (s.a.v)’dir.

Evet, Cenab-ı Hakk’ın nihayetsiz mahlukatı içinde en büyük eseri insandır. En kâmil insan ise Hz. Peygamber’dir. Allah (c.c) insandan daha kıymetli, daha şerefli, daha itibarlı ve daha sevgili bir mahluk yaratmamıştır.

İnsan, Cenab-ı Hakk’ın isim ve sıfatlarına en cami bir ayna ve en mükemmel bir nakıştır; yani “Nakş-ı azamdır.” Hem bütün mahlukat içinde Allah’ı kemal manada anlayıp anlatan, sevip sevdiren ve korkup korkutan insan olmuştur. Bu hakikatlerden dolayı Allah, insanı cin ve meleklerden üstün kılmış, günah işlemeye meyilli olan insan nevini, günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerine tercih etmiş ve meleklerine ona secde etmelerini, yani hürmet ve tazimde bulunmalarını emretmiştir. Ayrıca arş-ı âlâdaki meleklerin de insan için dua etmesini emir buyurmuştur. Bu da insanın Cenab-ı Hakk’ın yanındaki şerefine ve kıymetine bir delildir.

Dipnotlar:

1 Enbiyâ Suresi, 21/107.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu