Adem-i İsraf ve Ahiret
Her insana bir çift el verilmiş ve bu ellere binler vazife takılmıştır. İnsanlar yeme ve içmekten yazı yazmaya, çalışmaktan elbise giymeye kadar bütün işlerini bu bir çift elle yapmaktadırlar.
Aynı şekilde insan, bir tek dil ile her çeşit tadı alabilmekte ve yemeklerin muhtelif sıcaklıklarını ölçebil-mektedir. Her bir iş nevi için ayrı bir el ve her bir tad ve sıcaklık için ayrı bir dil icabetseydi, insanların yanlarında arabalarla el ve dil taşımaları lâzım gelecekti.
Bir insanın vücudunda fazla bir aza bulunamayacağı gibi, noksan bir hususa rastlamak da mümkün olmayacaktır. Eğer ahiret olmazsa, bir tek dilinde binler hikmet ve israfsızlık delilleri bulunan bu insan, tamamıyla israf edilmiş olacaktır.
Mesele sadece insanın israf edilmesiyle de kalmayacak, ona hizmet eden umum cansız varlıklar, bitkiler ve hayvanların da yaratılışı abesiyete inkılâp edecektir. Yani, meyve israf edilince ağaç da israf edilmiş olacağı gibi, insanın, ölümle yok edilmesi, kâinatın idamı ve yok edilmesi demek olacaktır.
İsraftan ve abesiyetten münezzeh olan Hakîm-i Ezelî, elbette vaadettiği ahirete bizleri götürecek ve bu güzel kâinatı israf etmeyecektir.