Gurur mu, Mahcubiyet mi?
Kendimizi bilmemenin bir neticesi olan gurur ve kibirden kurtulmak için, şu hakikatı hatırdan çıkarmamamız lâzımdır:
İnsan, Cenâb-ı Hakk’a karşı hiçbir isyanda bulunmamış olsa dahi, şu koca kâinatın insana musahhar edilişinin mahcubiyeti ona yetmeli ve başını önüne eğdirerek onu gurur ve kibirden menetmelidir.
Kâinatı bizlere hizmetkâr eden tecelliyat-ı esmâyı tefekkür ettiğimizde de Cenâb-ı Hakk’ın bütün isimleriyle bizim imdadımıza koştuğu ve bizimle her an alâkadar olduğu hakikatıyla karşılaşırız. Bu hakikat bizi bir kat daha mahcup eder ve artık gururlanma ve kibirlenme takatini kendimizde bulamayız.
Bu hakikatlar, hiçbir günah ve isyanımızın olmadığı faraziyesi açısından izah edilmiştir. Halbuki nice günahların sahibi ve nice isyanların da failiyiz.