İbret Verici Bir Hatıra
Zannediyorum 1969 yılı idi. Türkiye’de gelişen anarşi ve terör hadiseleri maalesef Erzurum Atatürk Üniversitesine de sıçramıştı. Marksist zihniyetli bir grup militan üniversite rektörlük makamına kadar yürümüş ve o zamanın rektörü rahmetli Kemal Bıyıkoğlu’nun makam koltuğunu yakmışlardı. Bu yersiz ve çirkin olay, vatanperver Erzurum halkını galeyana getirdi. Her kesimden insanların katıldığı kalabalık bir grup üniversiteye doğru haklı ve vakarlı bir yürüyüş yaptı. Teröristlerin yaktığı koltuğun yerine aldıkları yeni ve daha değerli bir koltuğu makam odasına koydular.
“Üniversiteyi biz kurduk, muhafaza etmesini de biliriz. Bu mübarek şehirde hiçbir zaman terör, fitne ve anarşiye katiyyen imkân ve fırsat tanımayız.”
mesajını verdiler.
Birkaç gün sonra görevli bir memur yanıma gelerek “Hocam, Emniyet müdürümüz sizinle görüşmek istiyor. Zahmet olmazsa müdüriyete gitmeniz lâzım.” deyince “Peki olur.” dedim ve gittik.
Jandarma komutanı, emniyet müdürü ve diğer ilgililerin de hazır bulunduğu müdüriyete girdik. Emniyet müdürü bana dönerek,
“Hocam, bu komünist militanlar saf Müslümanları kandırıp sokağa dökmek istiyorlar. Tahriklere kapılan beş bin kişinin Rus baltalarıyla ve sopalarla birlikte sokağa çıkacakları istihbaratını aldık. Bu çok vahim bir hadisedir. Erzurum için telafisi mümkün olmayan felâketler doğurur. Bunun acısını hepimiz çekkeriz. Vakit geçmeden bir şeyler yapıp ciddi tedbirler almayı düşündük. Bu manada Erzurum’un değer verdiği ve sözü geçerli olan insanlarını devreye sokarak bu fitnenin önlenebileceğini düşündük. Onun için sizi buraya çağırdık.” dedi.
Ben de
“Bu hassasiyetiniz beni memnun etti, teşekkür ediyorum. Ancak belirttiğiniz gibi bu komünist militanlar sizleri de yanıltmış gibi geliyor bana. Çünkü değil beş bin baltalı on beş-yirmi baltalı insan bulun ve tespit edin, bu mesuliyeti üzerime almaya hazırım. Cihan Harbinden kalma beş-on Rus baltası ya bulunur ya bulunmaz. Erzurum halkı geçmişte olduğu gibi bundan sonra da fitneye, anarşiye her zaman karşı olacaktır. Devletine, milletine fevkalade bağlı ve itaatkârdır.” dedim.
Jandarma komutanı bana dönerek,
“Sizin bu samimi ve inandırıcı ifade ve izahlarınız beni fevkalade rahatlattı. İnşaallah böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalmayız.”
diyerek memnuniyetini ifade etti. Emniyet müdürü de aynı düşünceleri paylaştığını söyleyerek bizi uğurladılar.
Zaman bizi haklı çıkardı. Bekledikleri üzücü olaylar vuku bulmadı.
Aynı endişeyi Erzurum Valisi, Osman Demirci Hoca’ya da dile getirmiş. Hoca Efendi de bizimle aynı paralellikte konuşmalar yaparak Vali Beyi teselli etmiş.