Rahman'ın Misafiri İnsan

k. Çalışma ve Gayret

Bu âlemde insan için takdir olunan vazifelerin en önemlisi şahsi ihtiyacını teminden sonra, akraba ve diğer insanlara yardım etmesidir. Zira Peygamber Efendimiz (asm.)

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” ve

“Veren el, alan elden daha hayırlıdır.”

buyurarak, çalışma ve gayretin önemini vurgulamıştır.

Bir millet ve devletin asayişindeki istikrarın en önemli sebeplerinden biri zenginliktir. Bu da ancak çalışmakla ve gayret ile mümkündür.

Peygamber Efendimiz (asm.) “Sizin hayırlınız dünyası için âhiretini, âhireti için de dünyasını terk etmeyendir.” buyurmuşlardır. İnsanın “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışması” aklın ve hikmetin gereğidir.

Hazret-i Lokman’ın oğluna yaptığı tavsiyelerden biri de başkalarına muhtaç olmamak için çalışmasını istemesidir.

Zenginlik ticaret, ziraat ve sanata bağlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm.)

“Evlatlarının nafakasını temin için ticaret yapanlar, Allah yolunda muharebe edip, şehit olanlar gibidir.”

buyurmuştur. Bu bakımdan tenbelliğin İslâm’da yeri yoktur. Bediüzzaman Hazretleri,

Ataletin mücazatı sefalettir, sa’yin sevabı servettir.”1 buyurmuştur.

Evet, fakir bir millet, zengin ve gelişmiş devletlerin tahakkümü altına girmeye mecbur olur.

Maddî ve manevî terakki eden milletler, insanlık âleminin hakimi, medeniyetin de üstadı olurlar. Eskiden zillet ve meskenet içinde yaşayan Avrupalılar, ticaret ve sanatta zirveye ulaşmış olan Endülüs’ü kendilerine örnek alarak ilerlemişler ve bugünkü duruma gelmişlerdir.

Ticaret ve sanat bir milletin kanı ve canı hükmündedir. İktisaden güçlü olmayan devletler siyasi yönden de muvaffak olamazlar.

İnsanın ruh ve cismini istila eden en kötü huy tenbelliktir. Zira tenbellik insanın dünya ve âhiretine ait ihtiyaçlarını yerine getirmekten men eder, kötü işler yapmasına vesile olur.

Peygamber Efendimiz (asm.)

“Ya Rabbi! Tembellikten sana sığınırım.”2

buyurarak, tembelliğin ne kadar kötü bir haslet olduğunu vurgulamıştır.

Atalet, yoksulluğun ve sefaletin menbaıdır. Her türlü selamet ve saadeti mahv eden ve insanı zillete düşüren sebeplerin en büyüğüdür. Dünya ve âhiret için zararlı olan her şeyin başı atalettir. Bundan dolayıdır ki, bütün peygamberler çalışmayı emretmiş ve kendileri de bizzat çalışmışlardır.

Peygamber Efendimiz (sav)

“Çalışmak âdetim, tevekkül hâlimdir.”

buyurarak say ve gayreti teşvik etmiştir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:

“Bilinsin ki, insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.”3

Bu ayeti kerime insanları atalet ve tembellikten men edip, onlara çalışmayı emreder.

İnsan, ancak kendi tembelliğinden dolayı yoksulluk ve sefalete düşer ve maddî manevî saadeti kaybeder. Feyiz, necat ve çalışmanın en büyük bir vesilesi şevktir. Şevk, insanları saadete ve selamete sevk eden ve onları yüksek mertebelere çıkaran mümtaz hususiyetlerden biridir.

Bundan dolayıdır ki, şevk ve gayret olmadan tekamül ve terakki olamaz. Bunlardan mahrum olan insanlar, atalet denilen tehlikeye müptela olurlar. Böyle insanları o müthiş tehlikeden kurtaracak yegane çare, çalışma ve gayrettir.

Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir.”4

Sa’y ve gayret, faziletin en büyük rüknüdür Ruhunda aşk ve şevk olan bir insan, hangi arzusuna teşebbüs ederse etsin, onda muvaffak olur ve maddî ve manevî teâli eder.

İnsanın şeref ve haysiyeti, saadet ve selameti için çalışması mukaddes bir vazife iken, çalışmamak ve tenbellik etmek, insanın haysiyet ve şerefine leke getirir. Dünyevi ve uhrevi vazifelerini ifa etmesine mani olur. Onu hem dünyada hem de âhirette zillete düşürür. Zira, tenbellik bütün kusurların ve ıztırapların menbaıdır.

Evet, “En bedbaht sıkıntılı muzdarib, işsiz olan adamdır; zira ki atalet: Vücud içinde adem, hayat içinde mevttir. Sa’y ise: Vücudun hayatı, hem hayatın yakazasıdır.” 5

Binaenaleyh tembel bir insanın, ne kendisine, ne ailesine, ne vatanına ve ne de milletine bir faydası olmaz.

Dipnotlar:

1 Mektubat, s. 477.
2 Buhari, Cihad, 25, 74; Müslim.
3 Necm Suresi, 53/39.
4 Münâzarât, s. 95.
5 Sözler, s. 730.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu