Akıllı Adam
Erzurum’da tıpta okuyan Ali Bey bir arkadaşıyla birlikte yanıma geldiler. Hocam bu pederimdir. Ankara’da oturuyor. Sizleri ziyarete geldi. Ben de hoşamedi ettim. “Buyurun.” dedim. Ali Efendinin babası medresenin sağına soluna bakarak:
“Hocam, burada yalnız başına neyi bekliyorsunuz?” dedi.
ben de cevaben “Akıllı adam bekliyorum.” dedim ve sustum. Bir süre sessiz kaldı. Sonra “Nasıl akıllı bir adam?” dedi. Ben de:
“Akıllı adamı mı soruyorsun? Akıllı adam; yarınını bugünden, kışını yazdan, ahiretini dünyada düşünen, dünyaya nereden ve niçin geldiğini ve nereye gideceğini bilen adamdır.”
dedim. Baktım ki gözlerinden yaşlar aktı.
“Acaba bizim halimiz ne olacak? Biz hep dünyaya dalmışız.” Ona cevaben dedim:
“Allah (cc) dünyayı isteyene dünyayı, ahireti isteyene ahireti, hem dünyayı hem de ahireti isteyene her ikisini birlikte verir. Evet akıllı adam dünya ve ahiretini mamur eden ve Allah’a böylece yürüyendir.”