Nükteler

İnsan ve Kâinat

Zerrelerin insan vücuduna girmesi bir hâdise, çıkması ise ayrı bir hâdisedir. Aynı şekilde, insanın da bu dünyaya gelmesi bir hâdise, gitmesi de ayrı bir hâdisedir.

Zerrelerin vücudumuza gelip gitmeleri, bizim de bir gün bu kâinattan gideceğimizi gösterdiği gibi; bizlerin bu kâinata gelip gitmemiz, bir gün kâinatın da vefat edeceğine işaret etmektedir.

Bir ağacın dalından kopardığımız küçük bir parçanın yanması, ağacın tamamının da yanabileceğini gösterir. Zira, yanma kabiliyeti o dala, parçası olduğu ağaçtan sirayet etmiştir.

Aynı şekilde, kâinatta inhilâl ve bozulma hassesi bulunduğundan, bu hasseler kâinatın bir küçük misâl ve parçası olan insana da sirayet etmiştir.

Nitekim, kâinat, önceleri mayi hâlinde iken bilâhare dağlar, taşlar, topraklar ve nebatat vücud bulduğu gibi, kâinatın küçük misâli olan insan da önceleri bir damla su iken, bu bir damla mayiden azalar, kemikler ve saçlar meydana gelmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu