Hikmet Dersleri

İNSANIN ACZ, FAKR VE NAKS YÖNÜ

İnsan fıtraten sonsuz aciz, fakir ve noksan olarak yaratılmıştır. 

İnsanın, hayatına lazım olan hiçbir şeyi vücuda getirmeye gücünün yetmemesi onun acizliğini, her şeye ihtiyacının olması fakrını; yorulması, unutması ve uyuması ve bir anda iki şeyi irade edememesi ise onun naks ve kusurunu gösterir. 

İnsanın nihayetsiz aciz olması Cenab-ı Hakk’ın nihayetsiz kudretini, sonsuz kusurlu oluşu O’nun nihayetsiz kemalini, sonsuz ihtiyaç sahibi olması da O’nun nihayetsiz gınasını yani zenginliğini anlaması içindir. İşte insanın asıl kıymeti ve şerefi Cenab-ı Hakk’a bu yönüyle ayna olmasından dolayıdır.

Bir insan acz, fakr ve kusurunu bilmekle kemale erer. Zira şuurlu bir Müslüman’ın asıl ve en mühim vazifesi aczini, fakrını ve noksanlığını bilip Allah’a hakkıyla kul olması, O’na hamd ve sena etmesidir. Zira her şeyden aciz ve her şeye muhtaç bir varlık, ancak nihayetsiz kudret ve rahmet sahibi olan Allah’a teslim ve tevekkül etmekle teselli ve huzur bulur, her türlü ihtiyaçlarından ve dertlerinden kurtulur.

Acizlik, insanın zâtî sıfatı olduğu halde, çoğu insan hayal ve vehim ile kendini büyük görme hastalığına yakalanmaktadır. Hâlbuki insanın asıl ve en mühim vazifesi acz, fakr ve noksanlığını görüp Allah’a hakkıyla kul olmaya çalışmaktır. Kulluk vazifesini yerine getirmeyenler, gurur ve kibirle küfran-ı nimet ederler ve âdeta dünyaya sığmazlar.

İnsanlarda büyük görünme sevdası kalp ve ruha arız olan manevî bir hastalık olduğundan, tedavisi imkânsız değilse de pek güçtür. İnsan iyi düşünürse, bu halinin kulluk sıfatına tamamen zıt olduğunu rahatlıkla anlayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu