SANAT ESERİ
Mimarlık san’atı ve estetik yönünden dünyada bir şaheser olan Selimiye Camii taşlardan yapıldığı hâlde, hiç kimse bu san’at eserine “taş yığını” diyemez ve böyle bir iddiada bulunamaz. Hiç şüphesiz bu taşlarla ortaya çıkan san’at ve maharet, o büyük mimarın fikir ve sanatından ortaya çıkan yepyeni şeylerdir.
Selimiye Camii taşlardan yapıldığı gibi, bir bülbül de atomlardan yaratılmıştır. O bülbül de bir atomlar yığını değildir. Kudret-i İlâhiye atomlardan yarattığı o nazenin varlıkta bambaşka bir mahiyet ortaya çıkarmıştır.
Şu muhteşem kâinat da Allah’ın kudretiyle yaratılan bir bülbül gibidir. Bu bülbül, sonsuz nağmeler ile o Zat-ı Akdes’in cemal ve kemalini ilân etmektedir. Şimdi bu harika kudret mucizesine azot, karbon, oksijen vesaire mi diyeceğiz? Bu yepyeni mahiyetleri basit elementlere mi vereceğiz?
Yaratılan her şey maddesiyle, mahiyetiyle, şekliyle, taşıdığı özellikleriyle ayrı bir mucizedir.