İRADEMİZİN PAYI
Bazıların zannı gibi, eğer insanlar günahları ezelde takdir edildiği için mecburen işleselerdi, Hâkîm-i Zülcelâl’in insanlara peygamberler göndermesi, kitaplar indirmesi, onlara emir ve yasaklarda bulunması hep manasız olurdu. Meselâ, Cenâb-ı Hak bir insanı cehennem için yaratmış olsaydı ve bunda insan iradesinin hiçbir payı olmasaydı, Kur’an-ı Kerim’deki tehdit ayetlerine ne mana verilecekti? Veya insanlar ibadet etmelerinde kaderin mahkûmu olsalardı, Allah-u Azimüşşân’ın insanlara ibadeti emretmesine lüzum olur muydu?
İnsanların bir kısmının hayır, diğer kısmının şer yolunu seçmeleri gösteriyor ki, irade ve ihtiyar insandadır; tercih ona bırakılmıştır. Eğer böyle olmasaydı, koyunların süt vermesi, develerin yük taşıması gibi, insanlar da kendilerine kaderin yüklediği vazifeleri ömürleri boyunca aksatmadan yapacaklardı.