NEFSİNİ BİLMEK
Nefis, zat manasına gelir. Yani cisim ve ruhun ikisine birlikte “nefis” denilir.
Nefsini bilmekten maksat, insanın kendi mahiyetini ve yaratılış gayesini bilmesidir. Cenab-ı Hakk’ın en mükerrem ve en mümtaz kulları olan başta Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) olmak üzere, bütün peygamberler, mürşitler, müceddidler, evliyalar ve onların izinden giden kâmil müminler; “Nefsini bilen Rabbini bilir.” hakikatini hayatlarına en mükemmel manada tatbik etmişlerdir.
Mevcudat içinde Allah’ın varlığına ve birliğine en büyük delil, en kısa ve en yakın yol insanın kendisindedir. İnsan, esmâ-i hüsnâ ve sıfat-ı kudsiyenin en geniş ve en berrak aynasıdır. Zira bu kutsî hakikatler kemaliyle yalnız insanda tecelli etmektedir. Bu bakımdan, mahlûkatın en mükemmeli insandır.
İnsan kendi nefsini ve mahiyetini dikkatle tefekkür ederse, yüzlerce belki binlerce harikulade esrarı görür ve Allah’ın en büyük ve en ehemmiyetli eseri olduğunu idrak eder.