Hikmet Dersleri

REHBERSİZ AKIL İSTİKAMETİ BULAMAZ

Manen terakki ve teâli ederek ebedî saadete ermeğe müştak olan insan için bu nakıs ve sınırlı akıl, kâfi bir rehber olamaz. İnsan onunla belli bir noktaya kadar gidebilir. Küllî ve muhit olan İlâhî hakikatlerin bilinmesi, hak ile batılın, doğru ile yanlışın, hakikat ile hurafenin birbirinden ayırt edilmesi için peygamberin gönderilmesi zaruridir.

Evet, peygamberler (as.), insanlara, Cenâb-ı Hakk’ın vahdaniyetini bildirmişler, kendilerine tâbi olanları marifet tabakalarında terakki ettirmişler ve onları şirkten ve batıl itikatlardan kurtarmışlardır. O nuranî zatlar, Cenâb-ı Hakk’ın isim ve sıfatlarına en mükemmel ayine olmuşlar, o Zât-ı Akdes’i hakkıyla sevip, ümmetlerine de sevdirmişlerdir. İnananları ebedi saadete teşvik etmiş, İlâhî azaptan sakındırmışlardır. Kâinatta tecelli eden İlâhî isimleri onlara okutturmuşlar ve âlemin nasıl temaşa ve tefekkür edileceğini öğretmişlerdir. Kısacası, Allah’ın rızasını kazanmanın ve İlâhî azaptan kurtulmanın yollarını göstermişlerdir. 

Bugünkü ileri seviyesine rağmen, fen ve teknolojinin saadet ve huzuru temin edememesinin sebebi, içtimaî hayattan şefkat, merhamet, muhabbet ve adalet gibi ulvî seciyelerin çekilip, yerini zulme, tecavüze ve anarşiye terk etmesidir. Bu menfiliklerin hepsi; nübüvvet mektebinin kapısını çalmamaktan kaynaklanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu