CENÂB-I HAK İÇİN ZAMAN SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
“ Ezel, mazi silsilesinin bir ucu değil…”(1)
İnsan, zaman ve mekân içerisinde yaşadığı için, her hâdiseyi ve her hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte ve ezel kavramını da zaman içinde düşünmekle yanlış bir kıyas yapmaktadır.
“Zaman”, mahlûkatın yaratılması ile başlayan ve içerisinde “olaylar zincirinin birbirini takip ettiği” mücerred bir kavramdır. Mevcudatın yaratılması, değişimi, yaşlanması ve ölümü hep bu nehir içerisinde cereyan eder.
Zaman için kullanılan “geçmiş, an ve gelecek” ifadeleri hep nisbîdir. Yaşadığımız şu an, bir an öncesinde “istikbal” idi, bir an sonrasında ise “mazi” olacaktır.
Ezel, zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir. “Cenâb-ı Hakk’ın ezelî olması” demek, O’nun kıdemi yani o Vâcibü’l-Vücud’un “evveliyetine bir başlangıç olmadığı” manasındadır.
O’nun kıdem ve bekası hakkında zaman, boyut, silsile, geçmiş zaman, şu an ve gelecek söz konusu değildir.
(1) bk. Sözler, Yirmi Altıncı Söz.