SÖNDÜRMEYE ÇALIŞANLAR SÖNDÜLER
Üstad Bediüzzaman Hazretlerine dayanılmaz zulüm ve işkenceleri reva görenler, nur-u imanı güç kullanarak söndürmek istiyorlardı. O zavallılar bilmiyorlardı ki, küfrün imana, kuvvetin fikre, cehlin ilme, zulmün Hakk’a galebesi asla mümkün değildi. Hak ve hakikat cehaletin korkunç karanlıklarından güneş gibi sıyrılarak âlemi ışıklandırdı.
Nurs Köyü’nün yalçın, geçit vermez, sert ve ihtişamlı kayalarının ufkundan doğan bu güneş, insanların kurak çöllere dönmüş fikir ve kalplerini cennet bahçelerine çevirdi. O ilim güneşi kör gözleri bile kamaştırdı. Lisanından dökülen marifet nurları, akılları celb ve cezb etti. Ancak, fazilet ve hakikatten hoşlanmayanlar o nurdan korktular, ürktüler, ona bakamadılar ve onu üfleyerek söndürmeye çalıştılar, fakat kendileri söndüler.