G. İnsanın Fiil ve İnfial Ciheti
İnsan, Cenab-ı Hakk’ın kendisine vermiş olduğu istidat ve infial ciheti ile yer, gök ve dağların almaktan çekindikleri emaneti yüklenmekle bütün mahlukatı geride bırakmıştır.
İnsanda bütün esmanın tecellî etmesi de onun infial cihetini gösterir. Evet insan, esma-iilahiyeye en geniş bir ayna olduğundan rezzak, tevvâb, şâfî ve mükrîm gibi bütün isimler kemâliyle onda tecellî etmektedir. Fiil cihetiyle kalınlığı iki milim olan bir ayna, infial cihetiyle 150.000.000 km uzaklıkta bulunan güneşi mesafesiyle içine alır.
Fiil, bir işi yapma ve bir şeyi ortaya çıkarmadır. İnfial ise, hariçten gelen güzel ve nahoş şeylerin tesirinde kalıp kabul etmektir...
Yazı yazmak ve Kur’an okumak fiil, bunları başkasından dinlemek, kabul ve talim etmek de infialdir. Evet, insan güzel şeyleri sevip tesirinde kalır ve ruhunda bir ferahlık hisseder. Çirkin şeylerden de rahatsız olur ve ruhunda bir nefret uyanır.
Bir Müslümanın, Peygamber Efendimiz’in (sav) Cenab-ı Hak tarafından getirdiği bütün güzel şeyleri kabul edip, onları hayatına maletmesi; ve yasak olan şeylerden kaçınması da onun infial cihetini gösterir.
Evet beşerde en evvel nazara çarpan fiildir. Fiil, hissiyata tesir eder ve fikri tesir altına alır. İnsan, güzel ve faydalı işleri yaparsa bunlardan aldığı feyiz ile fiilleri revnaktar olur. Hissiyat ve fikri yükseldikçe şerefi ve fazileti artar. Hissiz ve fikirsiz bir insan canavardan daha aşağı düşer ve ondaki küfür ve tahrip gibi kötü hisler sadece maddeye ve dünyaya hasredildiğinden canavarların bile yapamayacağı rezaleti yaptırır.
İlim, irfan ve marifet gibi ulvî hisler ise, insanı melekiyet cihetine sevkeder. İyi insanlar ile görüşüp onlardan istifade eden kişi, güzel fiilleri yapmaya ülfet eder ve bunları zevkle yapar, daima terakki ve tekamül eder.
Kötü hissiyatı fikirlerine tesir eden bir insan ise, yanlış düşüncelere kapılır. Hakkı batıl ve batılı hak görür ve sevdiği adamın hiçbir hatasını görmek istemez, hatta onun zulmünü hoş görür ve alkışlar.
İnsan fiil ciheti ile yani bir şeyi yapması veya hayırda bulunması yönüyle çok zaiftir, gücü ve kuvveti hiç hükmündedir. Fiil cihetinin de tahrip ve tamir yönleri vardır… İnsan, bir evi yüz günde yapamaz, ama koca bir şehri ve geniş ormanları bir anda yıkıp harap edebilir.
İnsanda fiil ve infial ciheti Risale-i Nur’da şöyle anlatılmaktadır.
“Ey insan! Sende iki cihet var. Birisi: icad ve vücud ve hayır ve müsbet ve fiil cihetidir. Diğeri; tahrib, adem, şer, nefy, infial cihetidir. Birinci cihet itibariyle; arıdan, serçeden aşağı.. sinekten, örümcekten daha zaîfsin. İkinci cihet itibariyle; dağ, yer, göklerden geçersin. Onların çekindiği ve izhar-ı acz ettikleri bir yükü kaldırırsın. Onlardan daha geniş, daha büyük bir daire alırsın. Çünki sen iyilik ve icad ettiğin vakit, yalnız vüs’atin nisbetinde, elin ulaşacak derecede, kuvvetin yetişecek mertebede iyilik ve icad edebilirsin. Eğer fenalık ve tahrib etsen, o vakit fenalığın tecavüz ve tahribin intişar eder.”1
Dipnotlar:
1 Sözler, s.320.