Güneş Işığına Kapalı Pencereler
Güneş doğduğu zaman, bir şehirdeki bütün evleri ziyâsıyla ihata ediyor. Yalnız, pencerelerini kalın perdelerle kapayanlar bu güneşten istifade edemiyorlar.
Bununla beraber güneş, o perdeleri kapalı evlerden de ziyâsını çekmeyip, bıkmadan ve usanmadan o haneleri bekliyor ve her ne zaman bir perde ufacık da aralansa, ziyâsıyla derhal içeriye nüfûz ederek o haneleri de aydınlatmaya başlıyor.
İşte, Erhamü’r-rahimîn olan Allahü Azîmüşşân da rahmet ziyâsı ile kalb pencereleri açık olan umum mü’minlerin kalblerini nurlandırdığı ve hanelerini aydınlattığı gibi, kalb pencerelerini isyan ve günah perdeleriyle kapatmış olanlardan da bu perdeleri tövbe ve istiğfar ile açtıkları takdirde, o muhit rahmetini esirgememektedir.
Bir mü’min de bu âdetullaha tatbik-i hareket ederek, Cenâb-ı Hakk’ın ona lûtfettiği iman, marifet ve muhabbet ziyâlarından diğer insanları da istifade ettirmek için daima çalışacak, yani bir güneş gibi onlara devamlı sûrette durmadan ve dinlenmeden tebligat ziyâlarını serpecek ve her kimde hidâyet babında bir aralık bulsa, derhal ziyâsını oraya akıtacak ve insanı aydınlatmaya sa’y ü gayret edecektir.