SADAKANIN ÖMRÜ UZATMASI
Bazı kimseler Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm.)’in “Sadaka belayı def eder ve ömrü uzatır.” hadis-i şerifini ileri sürerek ecelin değişebileceğini iddia ederler.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun, neticede insanın ölümü söz konusudur. Bu ise ezelî ilmiyle Allah’ın malumudur ve değişmesi mümkün değildir. Meselâ, ömrü kırk sekiz sene olan bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farz edelim. Cenab-ı Hak o şahsın söz konusu sadakayı vereceğini bildiği için, ömrünü elli sene olarak takdir etmiştir. İşte bu ecel değişmez.
Zekât ve sadakanın ömrü uzatmasının bir manası da rızıkta berekete, ömrün huzur ve sürur ile geçmesine vesile olmasıdır. Meselâ, bir ağacın her baharda dört yüz meyve verdiğini ve ömrünün on sene olduğunu farz edelim. Cenab-ı Hakk’ın o ağaca bir baharda dört yüz yerine sekiz yüz meyve verdirmesi halinde, o ağacın ömrü manen bir yıl uzamış demektir.
İşte sadaka ve zekât da insan ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtasıdır ve bu manada ömrü uzatmaktadır.
Ömrün uzamasının bir başka ciheti de ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır. Faydalı bir eser neşreden bir âlimin yahut bir ibadethane inşa eden bir zenginin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise onların ömürlerinin uzaması demektir.