KIYASA GELMEZ
İçtihat, usûl-ü fıkıhta tarif edildiği gibi: “Ahkâm-ı şer’iyye-i fer’iyyeyi, edille-i erbaâdan istihrac ve istinbattır.” Yani, dört delil olan Kur’ân, Hadîs, İcmâ ve Kıyas’dan hüküm çıkarmaktır. Bu ise müçtehidin-i izâmın vazifesidir.
“Sinek de uçar amma, kartal gibiyim diyemez.” Birisine açılan ufuk, diğeriyle muvazeneye gelmez ve tartışılmaz. Buğday da sümbül verir, lâkin ağaç olamaz.
Aynı şekilde, ulûm-u diniyenin yüksek mahiyetinin, müçtehidin tabakasındaki tahakkuk keyfiyeti, başkalarıyla kıyas edilip ölçülemez. İçtihat âleminin yıldızları olan mezhep imamları, tiryak hükmünde olan yüksek dinî hakikatleri, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle “bütün zamanların hâcâtına dar gelmeyen efkârları” ile bir laboratuar mahiyetindeki edille-i şer’iyye ile tahlil, terkip ve tanzim etmişlerdir.