KORKU-SEVGİ
Sevgi ve korku, ferdî ve içtimaî hayat için en önemli iki esastır. Bir hane idaresinden, köy, şehir ve devlet idaresine kadar cemiyet hayatının her kademesinde nizamın zembereği “sevgi ve korkunun beraber ve dengeli” olmasıdır.
Güneş sisteminde, nizamın sağlanması ancak cazibe ve dafia (çekme ve itme) kuvvetlerinin denge içinde olmasıyla tahakkuk ettiği gibi, insan ruhunun kemalata erişmesi de muhabbet ve korku hislerinin istikamet üzere olmasıyla gerçekleşir.
İnsandaki korku ve sevgi, manen terakkinin iki büyük esası olan “takva ve amel-i salihi” meyve verir. İnsan Allah’ı sevmek, O’na itaat etmek ve O’ndan korkmakla rızaya nail olur.
İnsan, Allah’ı hem sevmeli hem de O’ndan korkmalıdır. Çünkü O, Rahman ve Rahîm olduğu gibi, Kahhar ve Cebbar’dır, Aziz ve Celil’dir de. O’nun izzet ve celâline dokunan, karşısında cehennemi bulur.
“Şu memleketin haşmetli mâlikinin elbette cezası da dehşetlidir.”(1)
(1) bk. Sözler, Yirmi İkinci Söz.